Oğuzlar kavmî ve siyasî bir teşekkül için el (il) kelimesini kullanmakta idiler: Oğuz eli, Ak-Koyunlu eli, Dulkadırlı eli.
Onların diğer Türk kavimlerinin söyledikleri aynı anlamdaki budun sözünü unuttukları anlaşılıyor. Bu kelimenin Moğolca karşılığı
olan ulus sözü de İlhanlılardın tesiri ile, ancak Doğu-Anadolu'da Türkmenlerce, el kelimesi ile birlikte, kullanılmıştır:
Kara-Koyunlu ulusu, Boz-Ulus, Kara-Ulus. Şimdi biz el yerine umumiyetle Arapça'dan aldığımız kavim (kavm) kelimesini kullanmaktayız.
Görüldüğü gibi, Oğuz-eli'nin başında Yabgu unvanlı hükümdarlar vardı. XII. yüzyıldan sonra bu kelime, bu anlamda, kullanamayarak
unutulup gitmiştir. Türkmen ellerinin başında bulunan hükümdarların ise Türkçe yalnız beğ unvanını taşıdıkları görülür.
El'in zamanla ülke anlamına gelmiş olduğu malûmdur. Yurd elin, boyun, obanın ve ailenin oturduğu yerdir.
Oğuz eli'ni meydana getiren teşekküllerden her birine boy, başında bulunanlara da boy beği deniliyordu.Boylar da obalara
ayrılmaktadır. Kâşgarlı, oba kelimesinin de oğuzca olduğunu söylüyor. Obalardan sonra her halde aileler geliyordu ki,
Oğuzlar'ın bunu hangi kelime ile ifade ettikleri bilinemiyor. Böylece aileden (soy?) obalar, obalardan boylar ve boylardan
da Oğuz eli meydana gelmiştir. Oğuz eli'nde asıl oymak birliği boy'dur. Oymak kitabımızda, boylar (kabîle), obalar (cemâat)
ve onların kollarını ifade etmek üzere, umumî bir mânâda kullanılmıştır. Bunu evvelce aşîret kelimesi ile ifade ediyorduk.
Aşîret şimdi Güney-Anadolu'da, teklik hem çokluk olarak, yörük anlamında kullanılıyor. Mesela "iki aşiret geldi demek
yörüklerden iki kişi geldi" demektir.
Eski Türk ellerinde ve ordularında ikili düzenin değişmez bir kaide olduğu bilinir. Oğuz elinde ve ordusunda da,
görüldüğü gibi, bu kaide hâkimdi.Böylece el ve ordu ikiye bölünmekte, bunlara kol denilmektedir. Kollar da
birbirinden sağ ve sol sıfatları ile ayrılıyor. Osmanlı İmparatorluğunda da sağ kol, sol kol adları verilen bu
ikili düzen hem askerî, hem de mülkî teşkilâtta esaslı bir kaide olarak uygulanmıştı. Türkler'de sağ kol,
Moğolların aksine olarak, daha şerefli sayılıyordu. Boz-Oklar da hâkim kolu teşkil etmeleri itibari ile onlar
sağ kol sayılmışlardır. Bu gelenek, bu kollar var oldukça devam edip gelmiştir. Boz-Okların hâkim kol sayılması,
İslâmiyetten önce siyasî üstünlüğün uzun bir zaman bu kolun elinde kalması, yabguların daha çok bu kolun boylarına
mensup olmalarından ileri geliyor. denildiğine göre, Oğuz yabguları başlıca şu boylardan çıkmıştır: Kayı, Yazır, Avşar,
Beğ-Dili ve Eymür. Bunlardan yalnız Eymür boyu Üç-Oklar'dan idi. Dede-Korkut destanlarında ise siyasî üstünlüğün Üç-Oklar'da
olduğu görülür. İslâm ülkelerinde de Üç-Oklar büyük bir varlık göstermişlerdir: Selçuklu hanedanı (Kınık), Salgurlular (Salur),
Berçem oğulları (Yıva), Ak-Koyunlular (Bayındır), Ramazan-oğulları (Yüregir) ve Kadı Burhaneddin (Salur) bu koldan idiler.
Şimdiki bilgilerimize göre, Boz-Oklar'dan da Artuk-oğulları'nın (Döğer), Şumla-oğulları'nın Avşar) ve Nâdir Şah'ın Avşar
hanedanından çıkmış olduğu görülüyor.
Boz-Oklar
'ın alâmeti yay ve tâbi kol oldukları için de Üç Oklarınki ok'tur.
1 - Faruk Sümer, Oğuzlar, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul 1992, sayfa 163-169.